Düşük

Düşük, tıp literatüründe abortus olarak bilinmektedir. Düşük, gebeliğin 20. haftasından önce gerçekleşen hamilelik kaybıdır. Gebeliklerin ortalama olarak %10’u ile %20’si düşük (abortus) ile sonuçlanabilmektedir.

Düşük Nedir?

Düşük, 20. haftadan önce gerçekleşen hamilelik kaybı olarak tanımlanmaktadır. Meydana gelen gebeliklerin ortalama %15’i düşük ile sonuçlanabilmektedir. Ancak bu sayıdan daha yüksek bir oranda gerçekleştiği düşünülmektedir. Bunun nedeni ise bazı hamileliklerin fark edilememesinden kaynaklanmaktadır. 

Hamilelik daha fark edilmeden çok erken bir dönemde düşük yaşanabilmekte ve düşük yapıldığı anlaşılamamaktadır. Düşüklerin büyük bir kısmı ise fetüsün normal bir şekilde gelişim gösterememesinden kaynaklanmaktadır.

Düşüğe neyin, neden ve nasıl etki edebileceğini anlayabilmek için düzenli muayene olmak gerekmektedir. Düzenli muayene sonucunda daha kontrollü bir hamilelik yaşanmakta ve böylelikle düşük riski azaltılmaya çalışılmaktadır. Bundan dolayı da gebelik esnasında rutin muayeneler büyük önem taşımaktadır. Bunun yanında düşük çok farklı nedenlerden dolayı oluşabilmektedir. Düşük, genelde fetüs gelişmediği için gerçekleşmektedir.

Kromozom problemlerinin de düşüğe neden olduğu görülmektedir. Ayrıca anne adayının sağlık durumunun da bu durumu etkilediği görülmektedir. Anne adayında tiroid hastalığı, kontrolsüz diyabet, enfeksiyon, hormonal problemler varsa düşük meydana gelebilmektedir. Rahimde bulunan problemlerinde bu durumu oluşturduğu gözlemlenmektedir.

Bunların dışında anne adayının 35 yaşından büyük olması da riski arttırmaktadır. Yaş ilerledikçe riskin arttığı bilinen nedenler arasında yer almaktadır. Eğer bir önceki gebelikte düşük yaşanmış ise bu da yine riski artırarak sorun oluşmasına yol açmaktadır. Düşük kilo, yüksek kilo, alkol, sigara, uyuşturucu gibi etkenlerin de düşüğü tetiklediği bilinmektedir. Bu neden oldukça dikkatli davranılması ve düzenli muayenelere önem verilmesi gerekmektedir.

dusuk-nedir

dusuk-neden-olur

Düşük Belirtileri Nelerdir?

Düşük, genelde gebeliğin ilk yarısında gerçekleşmektedir. Özellikle de ilk 12 hafta içerisinde oluştuğu bilinmektedir. Düşük, erken dönemde gerçekleştiğinden dolayı bazı gebelikler daha fark edilmeden fetüsün düşmesine yol açmaktadır. Gebeliklerin ortalama %15’lik kısmında düşük yaşandığı söylenmektedir. Ancak fark edilmeyen gebeliklerde düşük yaşanmasından dolayı bu oranın daha fazla olduğu düşünülmektedir. Bunun yanında bazı belirtilere yol açtığı gözlemlenmektedir.

Düşük belirtileri şu şekilde sıralanmaktadır:

  • Vajinal lekelenme veya kanama yaşanması,
  • Karında ya da belde ağrı, kramp oluşması,
  • Vajinadan doku ve sıvı boşalması ya da parça gelmesi,
  • Şiddetli karın ağrısı ve kramp oluşması,
  • Hafif veya şiddetli bir sırt ağrısının oluşması,
  • Ateş,
  • Bulantı ve kusma,
  • Göğüslerde dolgunluk hissinin azalması,
  • Vajinal koyu akıntılar

Bazı kadınlar düşük yaşarken bu belirtileri gösterebilmektedir. Ancak bazı kadınlarda ise pek belirti oluşmamaktadır. Bu durumda kadın, gebeliğinin farkında değilse düşük yaptığını da bilememektedir. Aynı zamanda bazı kadınların gebelikleri esnasında vajinal akıntılar normal karşılanabilmektedir. Her akıntı düşük belirtisi olarak görülmemektedir.

Bu durum hakkında detaylı bilgi sahibi olmak için mutlaka muayene olunması gerekmektedir. Ayrıca rutin kontrollerin kesinlikle aksatılmaması gerekmektedir. Böylelikle daha bilinçli bir gebelik dönemi geçirilmektedir.

Gebelikte Düşük Nedenleri Nelerdir?

Gebelikte düşük nedenleri arasında en sık rastlanan durum, fetüsün normal bir şekilde gelişmemesidir. Düşüklerin yarısından fazlası, eksik veya fazla kromozomlardan kaynaklanmaktadır. Kromozom problemleri embriyo bölünüp büyüdükçe tesadüfen oluşan hatalardan dolayı gerçekleşmektedir. Bu durum, genetik değildir yani anne veya baba normal bir yapıya sahiptir. Ancak embriyo bölünürken aniden hata ortaya çıkabilmektedir.

Kromozomal anormallikler ise bazı durumlara yol açmaktadır. Bunlardan biri, boş gebelik kesesi olarak isimlendirilmektedir. Böyle bir durum ise embriyo oluşmadığında ortaya çıkmaktadır. Bir diğeri ise rahim içi fetal ölümdür. Bir embriyo oluşur ancak gelişmeyi durdurur ve gebelik kaybı belirtisi yaşanmadan ölür.

Diğer kromozomal anormallik ise molar gebelik ve kısmi molar gebelik olarak bilinmektedir. Molar ve kısmi molar gebelikler, geçerli gebelikler olarak kabul edilmemektedir. Bu gebelikler bazen plasentanın kanserli değişiklikleri ile ilişkilendirilmektedir.

Gebelikte düşük nedenleri arasında annenin sağlık koşulları da yer almaktadır. Anne adayında kontrolsüz diyabet, tiroid hastalığı, enfeksiyon, hormonal problem vb. durumlar varsa gebelik, olumsuz ilerleme gösterebilmektedir. Böylelikle de düşük riski artmaktadır. Bundan dolayı rutin kontrollerin aksatılmaması ve detaylı muayeneler gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bunların dışında gebelikte düşü nedenleri arasında anne adayının 35 yaş üzerinde olması da bulunmaktadır. Anne adayının yaşı ilerledikçe düşük yaşama ihtimalinin arttığı gözlemlenmektedir. Daha önce bir düşük yaşanmış ise tekrarlama ihtimali de bulunmaktadır. Alkol, sigara, uyuşturucu kullanımı, fazla kilo ya da aşırı zayıflık da yine düşük nedenleri arasında yer almaktadır.

dusuk-riski-ne-kadardir

dusuk-sonrasi-ne-yapilir

Düşük Önlenebilir mi?

‘’Düşük önlenebilir mi?’’ sorusu anne adayları tarafından merak edilenler arasında yer almaktadır. Genelde düşüklerin önlenmesi için yapılabilecek bir şey bulunmamaktadır. Yapılabilecek en iyi şey anne adayının kendisine ve bebeğine odaklanmasıdır.

Gebelik döneminde muayenelerin aksatılmaması ve düzenli kontrollerin gerçekleşmesi gerekmektedir. Ayrıca sigara, alkol ve uyuşturucudan kesinlikle uzak durulması gerekmektedir. Eğer anne adayının bilinen bir sağlık problemi varsa ve bu gebeliği etkileyebilecek bir durumsa mutlaka kontrol altına alınması gerekmektedir. Böylelikle gebeliği etkileyen olumsuz etkiler azaltılmakta ya da giderilmektedir. Tüm bu önerilerin dışında düşük yaşanmasını önleyebilecek tam bir öneri bulunmamaktadır.

Düşük Tekrarlar mı?

Anne adayı, ilk gebeliğinde düşük yaşamış ise diğer gebeliğinde de düşük yaşama ihtimali artmaktadır. Bu nedenle ikinci gebelikte oldukça dikkatli davranması gerekmektedir. Rutin muayenelerini aksatmaması ve kendisine dikkat etmesi önerilmektedir. Tekrarlayan düşük, genelde gebeliğin 20. Haftasına varmadan gerçekleşmektedir. Bu esnada fetüs, 500 gram ağırlığına ulaşmamış olmaktadır. 139 günden önce yaşanan düşükte bebek henüz gelişme aşamasındadır. Dışarı atılma ihtimalinin yüksek olduğu gözlemlenmektedir.

Bir önceki hamilelikte düşük yaşanmış ise ihtimal %25 oranında artmaktadır. İkinci düşüğün ardından %30 oranda artış yaşanmakta ve üçüncü düşükte ise %40 olmaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında düşük oranının %15 ile %40 arasında olduğu sonucuna varılmaktadır. Tekrarlayan düşük nedenleri arasında genetik sorunlar ön plana çıkmaktadır. En sık rastlanan sorun ise fetüsün gelişememesinden kaynaklanmaktadır. Kromozom anomalisi ise düşük yaşanmasına neden olan faktörler arasında öne çıkmaktadır. Kromozomların azlığı ya da fazlalığı sorun oluşturmaktadır ve bu da gebelik esnasında sorun oluşturmaktadır.

Eğer tekrarlanan düşükler yaşanıyorsa anne ve baba adayının çok dikkatli davranması gerekmektedir. Hayat tarzlarında değişim yapmaları önerilmektedir. Tüm yaşam alışkanlıklarını gözden geçirmeleri ve beslenme tarzlarını değiştirmeleri gerekmektedir.

Aynı zamanda kontrolleri aksatmamaları ve bir sağlık problemleri varsa muayene edilmeleri önerilmektedir. Böylelikle daha kontrollü bir gebelik yaşanması sağlanabilmektedir. Bunun yanında düşük genelde kanama ile anlaşılmaktadır. Lekelenme yaşayan anne adaylarının eğer daha önce düşük yaşamış ise hemen muayene edilmesi gerekmektedir.

Düşük Sonrası Gebelik

Düşük sonrası gebelik yaşanıyorsa anne adayının çok dikkatli davranması önerilmektedir. Çünkü ilk gebelikte yaşanan düşük, ikinci gebelikte düşük yaşanma ihtimalini artırmaktadır. Hastanın, düzenli olarak muayene olması ve hayat tarzında değişim yapması gerektiği bilinmektedir. Böylelikle düşük riskinin azalabileceği düşünülmektedir. Ayrıca genelde gebeliklerde kanama veya akıntı oluşabilmektedir.

Gayet olağan karşılandığı durumlar olabilmektedir. Ancak daha önce bir düşük yaşanmış ise en ufak lekelenme ve kanamanın dikkate alınması söylenmektedir. Anne adayının altta yatan bir hastalığının olup olmadığı incelenmekte ve buna uygun bir tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Her anne adayında farklı nedenlerde dolayı düşük yaşanabilmektedir. Detaylı ve titiz bir muayene düşüğün nedenini ortaya çıkarabilmekte ve tekrarlanmasının önlenmesini sağlayabilmektedir.

Düşük yapınca hissedilir mi?

Düşük yapınca kanama olur, kasık ağrıları ve kasılmalar meydana gelir.

Düşük ilk kaç ayda olur?

Düşüklerin çoğu gebeliğin 9. haftasından önce görülmektedir. Genel olarak da 13. haftaya kadar düşükler daha sıktır.

Düşük ağrısı nerede olur?

Düşük ağrısı kasıklarda hissedilir, makata vuran ağrılar ve sancılar da görülebilir.

Stres düşüğe neden olur mu?

Stres, düşük ve erken doğum riskini arttırabilen bir durumdur.

Düşük kanaması en az kaç gün sürer?

Düşük kanaması kişiye göre değişmekle birlikte bir haftadan fazla sürebilir.

Sizden Gelenler
Hasta Yorumları
Tüm Yorumlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

dogum-sonrasi-depresyon-postpartum-depresyon
Doğum Sonrası Depresyon (Postpartum Depresyon)

Doğum sonrası depresyon (Postpartum depresyon), yeni anne olan kadınların büyük bir k…

Devamını Oku
sezeryan
Sezaryen

Sezaryen ile doğum, doğumun vajinal yoldan olamadığı durumlarda ameliyathanede aneste…

Devamını Oku
dogum
Doğum

Normal doğum, bazı kadınlar için çok mutlu ve heyecan verici bir süreç iken, bazı kad…

Devamını Oku

Ne Aramıştınız?